Çocuğunuzdan Mektup Var
Dünyanın en zor ve emekliliği olmayan tek mesleği anne-babalıktır… Çoğu zaman ebeveynler, yaşanarak edinilmesi gereken tecrübeler konusunda -koruma içgüdüsüyle- çizdikleri otoriter tavırla çocuklarını kendilerinden uzaklaştırır.
Alanur Özalp
Uzman Psikolog
Çocuğunuzdan mektup var; kendi tecrübelerinden yararlanmasını isteyen ebeveynin iyi niyetindeki hata, çocuğun kişiliğini kabullenememesi, duygularını yeterli derecede dikkate almamasıdır.
Annemin samimiyetine inanmıyorum
Erkek arkadaşım var ama bu konuyu anneme anlatıp anlatmama konusunda ikilem yaşıyorum. Bazen ‘anlatıp rahatlayayım’, bazen de ‘ iyi ki anlatmadım’ diye düşünüyorum. Annem ‘herkesin erkek arkadaşı var, senin niye yok’ dese bile ben onun gerçekten erkek arkadaşım olmasını istediğinden emin olamıyorum. Emin olsam hemen anlatır rahatlarım.
Annemle arkadaş olmak istiyorum ama bir türlü başaramıyoruz
Annem her şeyimi öğrenmek, onunla arkadaş olmamı sağlamak istiyor. Halbuki onunla dertleştiğimde beni eleştirdiği yetmiyormuş gibi bir de kendini suçlu buluyor, üzülüyor. ‘Ben nerede hata yaptım’ diye söylenmeye başlıyor. Bazı arkadaşlarım anneleriyle gerçekten arkadaş gibi, onları çok kıskanıyorum. ‘ Acaba her zaman böyle keyifli, dost halleri devam ediyor mu?’ diye merak ediyorum.
Ailem bana güvenmiyor
‘Annem hep senin mutluluğun için ben böyle davranıyorum’ dese bile ben 10 yıl sonra değil, şimdi mutlu olmak istiyorum. Kendi hayatından ve gençliğinden bahsettiğinde ise onu kendime daha yakın hissediyorum. Onun ulaşılamaz olduğu düşüncesinin yerini ‘o da benim gibi çocukmuş’ alıyor.
Evde beni kimse anlamıyor
Bana en yakın kişi olmasına rağmen bazen annem bile beni anlamıyor. Benimle ilgili bazı konuları babamla paylaşıyor gibi görünüyor. Babamın da benimle konuşabilmesini çok isterdim. Onunla konuşup paylaşmak, deneyimlerini dinlemek istediğim o kadar çok konu var ki… Babamdan bir adım atmasını bekliyorum; o da benden bekliyor.
Neden herkes bana karşı?
Annem-babam ağız birliği yapmışçasına benim duygularıma, isteklerime karşı. Onlara karşı savunmada olmak bazen bende ‘güçlü ve rahat’ bazen de ‘suçlu, yanlış’ hissi uyandırıyor. İkilemler yaşadığım için doğruyu bulamıyorum. Bazen, bu dönem gelip geçecek diye düşünüyorum. Ailemin desteğine ihtiyacım olduğunu hatırlayınca yalnızlığım bana acı veriyor, taşıyamıyorum.
Ailem benden fazla şeyler bekliyor
Ailem benden hem derslerimin iyi olmasını, hem çok yetenekli olmamı, çok kitap okumamı, erken yatmamı, onlara sorun çıkarmamamı bekliyor. Oysa ki beni dinlemelerini; yeteneklerimi ve isteklerimi sormalarını isterdim. Bir türlü ortak noktayı bulamıyoruz.
Ailemle anlaşamıyorum
Annem beni bazen öyle eleştiriyor ki sanki onun çocuğu değilmişim de evlatlık alınmışım gibi hissediyorum kendimi. Zaman zaman, beni evlatlık veren ailemin geldiğini, özlediklerini, onların çok iyi olduğunu ve beni kurtardıklarını hayal ediyorum.
Ailem beni sözleriyle dövüyor
Ailem beni fiziksel olarak değil ama sözleriyle dövüyor; bazen söyledikleri kalbimi acıtıyor. Sanki ben hiç üzülmezmişim gibi davranıyorlar. “Sen hiç bize benzemiyorsun. Biz senin yaşındayken neler neler yapardık” diyerek en zor durumlarda benim için yaptıkları fedakarlıkları anlatıyorlar. Sonuçta ‘ben siz değilim’ diye isyan ediyorum. Çünkü beni kendi gençlikleriyle kıyaslamalarını istemiyorum. Bir defasında babamın karnesini gördüm. Zayıf vardı. Ama bana ‘her yıl iftiharla geçerdim. Bir de senin haline bak, bana hiç çekmemişsin’ diyor. Ben bu karneyi saklıyorum. Bir daha beni ezmeye çalışırsa hemen çıkarıp önüne koymayı düşünüyorum. Bir yandan da onu çok üzeceğimi düşündüğümden dolayı yapamıyorum. Bazen ‘sen de’ diye cümlelere başlıyorum, ama sonra sesim çıkmaz oluyor ve susuyorum. Çünkü bu bazen bana doğru bir yol gibi geliyor.
Ailemin tepkisinden korkuyorum
Ailem bazen her gencin karşı cinsten arkadaşı olmasını çok doğal buluyor. Bazen de bu arkadaşlarımı eleştiriyorlar. Hatta ‘arkadaşın olursa ders notların düşer’ düşüncesiyle bana üniversiteyi bitirene kadar karşı cinsten arkadaş edinmemi istemedikleri mesajını veriyorlar.
Ailem çok tutucu
Ailem kendi yaşadıkları yıllarda kalmış. Hala her şeyi o günlerdeki gibi düşünüyorlar. Bizim SMS ve chat’leşme yoluyla iletişim kuruyor olmamızı anlamıyorlar. Bana ‘bilgisayarın mı biz mi önemliyiz’ diye kızıyorlar.
Babam buna asla izin vermez
Babam başkalarının yanında benimle dost, arkadaş gibi görünüyor. Ama pek çok konuda izin vermez. Babam bize yakın değil ‘biraz mesafeli veya soğuk davranırsa, korkarak onun istediklerini yaparız’ diye düşünüyor. Ben de korkuyla değil sevdiğim için yapmak istiyorum. Korkularımı, endişelerimi onunla paylaşmayı arzu ediyorum. Kötü, olumsuz şeyleri kızacak diye saklamadan onunla tartışmalı siyaset konuşabilmek istiyorum. Babamın sinirli olması beni endişelendiriyor. Kendimi ona yakın ve sıcak hissetmiyorum. Neye, ne zaman kızacağı belli olmuyor. Birden bağırmaya başlıyor. Kendime güvenmemi engelleyen bu korkuyu taşımak istemiyorum.
Bana baskı yapıyorlar
Bana her konuda baskı yapıyorlar. ‘Ders çalış, internete girme, telefonla az konuş, mesaj çekme, bizle otur, bizle konuş’ gibi taleplerinin yanısıra bir de ‘sen adam olmazsın’ diye konuşmalarına oldukça kızıyorum. Karşı cins arkadaşlıkları konusundaysa ikili mesajlar veriyorlar. Önce olmaz deyip sonra ‘herkesin var senin niye yok’ diye soruyorlar. Var deyince de ‘derslerini olumsuz etkiler, şimdi zamanı değil’ diye tepki veriyorlar; ben de ne istediklerini anlayamıyorum.
ANNECİĞİM, BABACIĞIM BİZE, DUYGULARIMIZA KULAK VERİN. YAŞADIKLARINIZDAN DEĞİL YAŞADIKLARIMIZDAN DERS ALMAMIZ İÇİN FIRSAT VERİN Kİ TECRÜBELERİMİZLE BERABER BÜYÜYELİM…