Kanserle Cinsel Hayat

26.06.2013
100
Kanserle Cinsel Hayat

Kanser tedavisi çiftlerin cinsel hayatlarını uzun süreli veya kalıcı olarak etkiliyor. Bu değişikliklerin nedeni, fiziksel olduğu kadar psikolojik de olabiliyor. 

Op. Dr. Gonca Saraç
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzm.

Kanser yaşam kalitesini etkilediği gibi çiftlerin cinsel hayatını etkiler. Sorunların doktor, psikolog, eş ve benzer aşamalardan geçmiş diğer hastalarla konuşulması problemlerin çözümünde fayda sağlıyor.

Kanser hastalarında, cinsel isteksizliğin ilk nedeninin psikolojik olduğu biliniyor. Fiziksel olarak çekiciliğin azaldığı düşüncesi, bu sebeplerin başında geliyor. Hastalık ve tedavi süresince kilo verme, saç dökülmesi gibi genel belirtilerin yanı sıra cinsel olarak değer verilen bir dokunun kaybı da, memenin alınması operasyonunda olduğu gibi, cinsel anlamda çekiciliğin azaldığı düşüncesine neden olabiliyor.  Ameliyat izleri gibi beden bütünlüğünü bozan görüntüler de rahatsızlık nedeni olabiliyor. Gelecek kaygısı ve depresyon da cinsel isteksizlik yaratabiliyor. Yorgunluk ve halsizlik, bulantı, ishal, kabızlık gibi sindirim sistemine ait şikayetler gibi vücudun fiziksel şartları da cinsel isteksizliğe yol açabiliyor. Meme ve prostat operasyonlarından sonra, vücudun hormonlarını azaltmaya yönelik tedaviler de cinselliğe olan ilgiyi azaltabiliyor.

Cinsel isteksizliğin yanı sıra cinsel fonksiyon bozuklukları da cinsel yaşamı etkiliyor

Erkek için ereksiyon problemleri, kadın için vajinal kuruluk ve ilişkinin ağrı veya acı vermesi sık rastlanan problemler arasında yer alıyor. Erkeklerde cinsel yaşamı etkileyen hastalık grubu arasında mesane, prostat, kolon ve rektum kanserlerini kapsayan pelvik kanserler yer alıyor. Özellikle prostat operasyonu sonrasında genital sinirlerin zarar görmesi nedeniyle idrar tutamama ve cinsel fonksiyon kaybı gibi sorunlar yaşanabiliyor. Kadınlarda ise vajina ve dış genital alanda yapılan operasyonlar cinsel yaşamı etkiliyor. Diğer kanser tedavilerinde cinsel hayat sorunsuz devam edebiliyor.

Kanserli yaşamda cinselliğin olumsuz etkilerini azaltabilmek için;

  • Tedavi sürecinde cinsel ilişki ile ilgili genel olarak yasak bulunmuyor. Tam tersine, tedavi sürecinde yaşanan cinsel ilişkinin karşılıklı sözlü ve bedensel sevgi ifadesi ile yaşanması hastaya moral vermesi açısından önem taşıyor.
  • Tedavi boyunca hastaya özel bazı durumların yaşanması; örneğin lökositlerin azalması nedeniyle enfeksiyonlardan koruması gereken hastaların, kemoterapi sırasında ilişkiye ara vermesi gerekiyor.
  • Kemoterapi ve radyoterapi ile vücuda alınan ilaçların cinsel ilişki ile karşı tarafa bulaşması gibi yanlış düşüncelerden uzaklaşmak gerekiyor.
  • Tedavi gören kişi kadın ise, gebe kalmaması için hekiminin tavsiye ettiği uygun bir kontrol yöntemini kullanması öneriliyor.  Erkeğin tedavi alıyor olması halinde ise gebelik planı için hekime danışılması gerekiyor.
  • Tedavide kullanılan ilaç ve radyoterapinin üreme hücreleri üzerine olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak ve tedavi sonrası gebelik şansının devam edebilmesi için, tedavi öncesi sperm ve yumurta dondurma yöntemlerine başvurulması öneriliyor. 
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.