Sigara-Kadın-Mesane Kanseri

Mesane kanseri son yıllarda sigara içen kadın artış gösterdi. Erkeklerde en sık görülen kanserler arasında 4. kadınlarda ise 9. sırada yer almaktadır.
Prof. Dr. M. Derya Balbay
Üroloji Uzmanı
Mesane kanserleri ürolojik kanserler içinde prostattan sonra en çok görülen kanser türüdür. Erişkinlerde daha çok rastlanan bu kanser, nadir de olsa çocukluk çağında da ortaya çıkabilmektedir. Erkeklerde ise kadınlardan daha fazla görülmektedir. Her yıl yüz binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan hastalık, robotik cerrahi ile konforlu bir şekilde tedavi edilebilmektedir.
İdrarda kana dikkat!
Mesane kanserinin en önemli işareti, idrarda kanama görülmesidir. İdrardaki kan pıhtılı ve pıhtısız kanama şeklinde olabilmektedir. Mesane kanseri, gözle görülmeyen ancak idrar tahlilinde ortaya çıkan kan hücrelerin varlığında da akla getirilmesi gerekmektedir.
Vakit geçirmeden üroloji uzmanına başvurun
Bu kanserde kesin tanı ‘sistoskopi’ denilen minyatür teleskoplarla hastaya herhangi bir kesi yapılmaksızın idrar yolundan girilerek örnek doku alınması ile konulmaktadır. Bu patolojik inceleme ile kanserin tipi, derinliği ve yayılma riskini yansıtan bir diğer faktör olan kanserin derecelendirilmesi yapılır. Bu bilgiler mesane kanserinin tedavi ve takibinin planlanmasında çok önemli ipuçları verir. Bu bilgilere göre mesane kanserli hastaların tedavi ve takiplerine karar verilir.
Tüm hastalara cerrahi uygulanmaktadır
Mesane kanserlerinin tümünde tanı amaçlı parça almak gerekliliği olduğu için tedavi çoğu kez cerrahi bir işlemle yapılmaktadır. Ancak tanıdan sonra hastalığın evrelendirilmesi ve risk faktörleri göz önüne alınarak bir grup hasta, sadece mesane içine ilaç verilerek tedavi edilebilir. Bazı hastalarda ise mesanenin alınması gerekebilir. Diğer bir grup hastada ise “kemoterapi” denilen damardan verilecek kanser ilaçları ile tedavi planlanabilir.
Kanserli mesanenin çıkartılması ve bağırsaklardan yeni mesane ameliyatının tamamı robotla ve kapalı olarak yapılabilir
Mesane kanserlerinde robotik cerrahi son birkaç yıldır uygulanmaktadır. Mesane kanseri ameliyatı, teknik olarak açık yapıldığında dahi yapılması en zor ameliyatlardan biridir. Bu nedenle robotla yapabilen cerrah sayısı da sınırlıdır. Robotla ameliyat yapan cerrahların çoğunluğu sadece mesanenin ve lenf bezlerinin çıkartılması kısımlarını robotla yapmaktadır. İdrarı biriktirecek yeni mesanenin bağırsaklardan yapılması, böbreklerden gelen kanalların bu yeni mesaneye bağlanması ve son olarak oluşturulan ve idrar depolayan yeni mesanenin idrarı dışarıya taşıyan kanala bağlanması kısımlarını ise açık cerrahi ile yapmaktadırlar. Bu ameliyat tamamen kapalı olarak çok az sayıdaki cerrah tarafından robotla yapılmaktadır. Ancak ülkemizde sayılı merkezlerde çok başarılı ameliyatlar gerçekleştirilmektedir. Örneğin tüm dünyada robotik cerrahi ile tamamen kapalı ameliyat edilen sadece 200 hasta bulunmaktayken, bu ameliyatların 34’ü ise Türkiye’de gerçekleştirilmiştir.
Robotik cerrahi ile ameliyatta kanama riski yok denecek kadar az
Açık yöntemle yapıldığında çok kanamalı olabilen bu ameliyatlar robotla yapıldığında neredeyse hiç kanama olmadan başarılmaktadır. Hastada kesi açılmaması çok önemlidir. Açık ameliyatta göbeğin yaklaşık 4-5 cm üstünden başlayarak orta hatta leğen kemiklerinin birleşim yerine kadar uzanan kesi açılmaktadır. Robotla yapıldığında ise 6 adet 8 mm-15 mm arasında değişen küçük kesiler yapılmaktadır. Bunun sonucunda yara yeri enfeksiyonu, yara yeri fıtıkları ve kesi yerinin iyileşmemesi sorunları büyük ölçüde ortadan kalkmaktadır. Büyük kesiler ameliyat sonrası ağrıya neden olmakta ve hastaların nefes alma derinliğini azaltabilmektedir. Büyük kesiler daha fazla ağrı kesici kullanımına ve bu ilaçlara bağlı yan etkilerin ortaya çıkmasına da neden olabilir. Robotik cerrahi istenmeyen bu durumları da en aza indirmektedir. Bağırsakların dışarıya çıkartılmaması ile bağırsaklardan sıvı ve ısı kaybı ve zedelenme olasılığın en aza inecektir. Bütün bunların sonucunda robotik cerrahi ile ameliyat sonrası dönem daha az sıkıntılı geçmektedir.