Tınıların Patikası’nda Güz Kumpanyasıyla Müzik Yolculuğu

06.07.2017
3.830
Tınıların Patikası’nda Güz Kumpanyasıyla Müzik Yolculuğu

Müzik sevdalısı 7 gencin bir araya gelmesi ile oluşan ‘Güz Kumpanyası’ dinleyicilerini tınılardan oluşan bir patikada gezintiye çıkarıyor. Tınılarının gizemi; bir türlü dizginlenemeyen sonsuz ve naif iyimserlikte saklı. Bu patikada yolculuk yapan dinleyici; müziğin nameleriyle, bir iken tüm olmayı başaran ‘Büyük Anadolu’nun geçmişinden bugüne gelişinin hikayesini tekrar hatırlıyor…

Güz Kumpanyası, 2003 yılında ODTÜ Türk Halk Bilimi Topluluğu çatısı altındaki müzik sevdası gençlerin bir araya gelmesi oluştu. Zaman içinde kültürel sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiği belirsiz, derin, olgun ve engin “Büyük Anadolu” dan beslenmiş tınılarından oluşan patikada grup uzun yollar kat etti. Geçtiği yollarda kendine yeni dostlar edindi, büyüdü, çoğaldı, dost kulaklarda tınılarını bıraktı.

Yola çıktığı günden bugüne Güz Kumpanyası, farklı şehirlerde farklı etkinlikler içerisinde birçok kez dinleyicisiyle buluştu ve 2008 yılında ‘Kalan Müzik’ etiketiyle yayınlanmış bir de albüm çıkardı.

Güz Kumpanyası’nın tınılarının kaynağı hep hissedilen o çok bilindik yerde aslında…

Bazen hayal meyal anımsanan sonrasında anlamı nedense çıkarılamayan boğuk sayıklamalarda…

Ya da ilk dizeleri sürekli anımsanan, fakat bir türlü aynen tekrarlanamayan eski bir şiirin yitip giden sözcüklerinde…

Ya da usul usul sabaha bağlanırken bir yaz gecesi, tam da şafak söküp gözkapakların iyice ağırlaştığında, gerçekten duyup duymadığını daha sonra asla bilinmeyen, pencere pervazına konuveren küçük mavi kuşun cıvıltısında…

Ya da hafif bir sarhoşluğun eline umarsızca teslim olmuşken, karşı konulamaz bir tebessüm de dudaklarına tamamen yayılmışken elbette, sevip de kavuşulamayan yârin dokunuverdiği sanılan ipeksi yüzünde…

Ya da bir mezarlığın yanından tesadüfen geçerken, hiç tanımadığın birinin mezar taşındaki tarihlere bakıp yaşını kendinle kıyasladığında istemsizce kapıldığın ürpertide…

Ya da ilk adımlarını bin bir gayret ve sakarlıkla henüz atıvermiş, minik bir bebeğin anasının kucağına vardığındaki yaşama sevincinde…

Ya da kötü sonla biten ama çok da sevilen bir filmi kim bilir kaçıncı kez izlerken, acaba bu kez sonu güzel biter mi diye umut edilen saf iyimserlikte…

Güz Kumpanyası’nın tınılarının kaynağı, aslında bir türlü dizginlenmeyen o sonsuz ve naif iyimserlikte saklı.

Güz Kumpanyası’yla buluşmak da kolay… Tüm bu tınıları heybene koy ve hemen yola çık…

İster yürüyerek ister koşar adım… İster doğuya ister batıya ister kuzeye ister güneye… Fark etmez. Yolda giderken ufka yaslanan kırçıl bulutlar sana pusula olacak… İstersen etrafındaki kır çiçeklerini, henüz açmamış tembel karahindibaları ya da usulca akan gözeleri izle… Hatta bazen ilkyazın kokusu bile yön gösterir… Zaten bir süre sonra düzlüğün bitip, tatlı engebelerin başladığı, iğne yapraklı ağaçların sıklaştığı bir patikaya ulaşacaksın. O patikayı izle. Başka yöne sapma. Patika seni eşsiz bir kumsala çıkaracak. Burası bir göl mü, deniz mi? koy mu, körfez mi? Bu hiç önemli değil…

Sen o zümrüt rengindeki durgun sulara (ya da belki masmavidir) uzanan eski püskü, ahşap iskeleyi bul… Bul ki o iskeleden yayılan ezgiler sana zaten çok tanıdık gelecektir…

Kumpanyaya Ses Verenler

Göksenin Seyhan……………Ses, Gitar
Dilcu Keleş……………Ses, Klasik kemençe
Sertaç Işık:……………Gitar
Alper Sayın:……………Bas
Bayezid Özden:……………Keman, Mandolin
Erhan Kaplan:……………Ud, Ney
Mustafa Göçer:……………Perküsyon, Efekt
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.