Deprem Bölgesi Hava Kirliliği
Uzmanlar deprem bölgesinde moloz kaldırma esnasında çevreye yayılan toz ve bu tozların yarattığı hava kirliliğine karşı uyarıyor: Astım, kuru öksürük, nefes darlığı erken dönemde fark edilmeli, uygun şekilde tedavisi sağlanmalıdır.
Prof. Dr. Özge Soyer
Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği
Yönetim Kurulu Üyesi
Deprem felaketi ardından enkaz kaldırma çalışmaları ve bölgeye elektrik-doğal gaz verilememesi nedeniyle odun-kömür yakılması sonucu artan hava kirliliği çok sayıda hastalığa da davetiye çıkarıyor. Enkaz kaldırma çalışmaları su ile ıslatıldıktan sonra yapılmalı ve havadaki toz miktarı azaltılmalıdır.
Geçici barınma alanları, hava kirliliğinden etkilenmeyen bölgelere kurulmalıdır. Özellikle 2010 yılından önce yapılan binalarda bulunabilen ve kanserojen olan asbeste maruz kalmak uzun vadede risklidir, önlem alınmalıdır. Enkaz alanında eldiven, tulum, tam yüz maskesi ve göz koruyucu kullanılmalıdır.
Deprem felaketinin ortaya çıkardığı yıkım nedeniyle oluşan inşaat tozları, mantar, bunların yarattığı hava kirliliği astım hastaları için ciddi bir tehdit oluşturur. İlaçlarına ulaşmanın zor olduğunu ve kullanılmadığında nefes alma ve öksürük sorunları daha da artar. 2011 büyük Japon Depremi sonrasında astımlı çocuklarda, kriz geçirme riski 6 kat arttı ve yaklaşık yarısı ilaçlara ulaşamadı.
Astım krizleri solunum yolu enfeksiyonları, alerjen veya hava kirliliğine maruz kalınması, hastalığın tedavisi için gerekli olan ilaçların düzenli kullanılmamasına bağlı gelişir. Bu yüzden hava kirliliğinin arttığı dönemlerde acil servise başvuran astım hastalarının sayısı da artar.
2001 yılında Dünya Ticaret Merkezi saldırısında ortaya çıkan toz bulutlarına maruz kalan çocuklarda da astım sıklığının çok daha fazla arttığı rapor edildi.
İnatçı kuru öksürük nedeni
Deprem sonrası dönemde geçici barınma alanları kalabalık, uygun sağlık koşullarının olmaması nedeniyle viral solunum yolu enfeksiyonları daha kolay bulaşır.
Astım hastaları riski çok daha fazla artar.
Dar alanlarda sigara dumanını solumak astım hastasında öksürük, hırıltı, nefes darlığı gibi şikayetlerin artma sebebidir.
Daha önce solunum yolu problemi olmayan kişiler de deprem sonrası ortaya çıkan hava kirliliğinden etkilenir ve inatçı kuru öksürük ortaya çıkar.
Bacası çekmeyen soba, uzun süreli açık ocak yanındaki havaya maruz kalınması, karbon monoksit zehirlenmelerine neden olur.
Karbon monoksit gazı renksiz, kokusuz bir gaz olduğundan zehirlenme fark edilmez. İlk belirtileri baş ağrısı, halsizlik, sersemlik, bulantı-kusma, karın ağrısıdır ve acil sağlık hizmetine başvuru gerektirir.
Deprem bölgesindeki enkazlar özellikle de 2010 yılından önce yapılan binalarda bulunabilen, kanserojen olan asbeste maruz kalmak uzun vadede risklidir, önlem alınmalıdır. Eldiven, tulum, tam yüz maskesi ve göz koruyucu kullanılmalıdır.