google.com, pub-2571312230047356, DIRECT, f08c47fec0942fa0 gtag("event", "ad_impression", {query_id: "CMz26sa46Y8DFdRrkQUd_t8rsQ", send_to: "G-97YMFGXZ6F"})

Multipl Skleroz Atakları

Multipl Skleroz Atakları

Multipl Skleroz, görme bozukluğundan, kollar bacaklar ya da gövdede güçsüzlüğe, idrar kaçırmadan cinsel isteksizliğe kadar birbirinden çok farklı belirtilerle başlıyor.

Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman

Nöroloji Uzmanı

Multipl Skleroz, merkezi sinir sisteminde gelişen bir hastalık. Bu hastalıkta, bağışıklık sistemi hücreleri; merkezi sinir sistemini, sinir hücrelerinden çıkan ve akson olarak isimlendirilen uzantıları ve bu uzantıların çevresini saran, miyelin olarak isimlendirilen yapıları etkiler.

Bağışıklık sistemi hücrelerinin saldırısı sonucunda başta miyelin ve akson olmak üzere hasar gören bu yapılar da hastalığı ortaya çıkartır. Multipl Skleroz her hastada farklı belirtiler ile başlar. Ayrıca belirtilerin hastalığın başlangıç dönemlerinde genellikle kendiliğinden de düzelebildiği için hastalarının hekime başvurmaları ve tanı almaları gecikebilir. Bazı hastalar da ataklar geçtiğinde ‘düzeldim’ diyerek tedavilerini aksatır. Zamanla hastalarda kalıcı görme kaybı, yürüme ya da denge bozukluğu gibi sekeller ortaya çıkıyor. Oysa Multipl Skleroz erken ve düzenli tedavi ile kontrol altına alınabilen bir hastalık. Üstelik yeni tedavi seçenekleri hem daha etkili sonuçlar vermektedir, hem de hastalara büyük konfor sunar.

Bu Belirtiler 24 Saati Geçmesine Rağmen Devem Ediyorsa, Dikkat!

• Genellikle tek gözde görme keskinliğinin azalması veya görme kaybı ya da çift görme.

• Baş dönmesi, dengesizlik, beceriksizlik.

• Vücudun değişikli bölgelerinde özellikle gövdede kuşak tarzı duyu değişikliği, yüzde, kollar ya da bacaklarda uyuşukluk, güçsüzlük.

• İdrar kaçırma ya da idrar yapamama, dışkılama sorunları

• Dilde peltekleşme gibi konuşma bozuklukları.

• Yorgunluk.

• Bellek sorunları.

• Depresyon gibi duygu durum değişiklikleri.

• Cinsel isteksizlik, erken boşalma gibi cinsel işlev bozuklukları.

Daha az sıklıkla;

• Baş ağrısı, uyku bozuklukları ya da epileptik nöbetler.

Hastaların Üçte İkisi 20-40 Yaş Grubunda

• Hastaların üçte ikisi bu hastalığa 20-40 yaş arasında yakalanırken, üçte biri ise 40 yaş üstünde ya da 20 yaş altında olur. 55 yaşın üzerinde ise risk belirgin olarak azalır.

• Yeterli sayıda olmamakla birlikte, ülkemizde her 100 bin kişide 30- 40 kişinin MS’li olduğunu bildiren çalışmalar var. Bu çalışmalardan yola çıkılarak ülkemizde yaklaşık 35 bin MS hastası olduğu tahmin edilir.

• 40 yaş altında başlayan ataklar ve düzelmelerle giden MS tipi kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık 2 kat daha sık görülür. Bunun aksine 40 yaş ve üzerinde başlayan MS hastalığında ise kadın ve erkek oranı eşit rakama yaklaşır

Erken Yakalandığında Ataklar Kontrol Altına Alınabiliyor

MS’in temel olarak 3 tip tedavisi var; belirtilere yönelik tedavi, atak tedavisi ve atakları önleme tedavisi. MS henüz kesin tedavisi olmasa da, erken tanı ve tedaviyle atakların kontrol altına alınabilir. Bunun sonucunda hastalar atak döneminde yaşadıkları görme bozukluğu, konuşma güçlüğü, denge sağlama ve idrar tutamama gibi nörolojik belirtilere bağlı sıkıntılardan ve atak nedeniyle sık aralarla yüksek doz kortizon almaktan kurtulabilir. Daha da önemlisi hastalar sakat kalmadan hayatlarına devam edebilir.

Yeni Seçeneklerle Tedavinin Etkinliği Yüzde 50’nin Üzerine Çıktı

Bundan birkaç yıl öncesine dek, tedavi seçeneklerimizin tümü enjeksiyon şeklinde idi ve hastalarımıza sadece birkaç ilaç seçeneği sunabiliyorduk. Bugün ise hem hap şeklinde ilaçlarımız var, hem de hastalara önerebileceğimiz tedavi seçeneklerimiz arttı. Tıpkı bir terzinin kişiye özel elbise dikmesi gibi, biz de artık mevcut hastalığının aktivitesi ve eşlik eden başka sağlık sorunları olup olmadığına bakarak hastaya özel ilaç seçenekleri sunabiliyoruz. Tedavide kullandığımız yeni ilaçların 2 önemli avantajı var; birincisi hap olmaları nedeniyle uygulamasının kolay olması. Bu gelişme, özellikle enjeksiyondan korkan hastalarımız için büyük bir konfor sağlar. İkinci avantajı da yıllardır kullandığımız bazı tedavilere göre etkinliklerinin daha fazla olması. Öyle ki daha önce hastalığa bağlı klinik atakları önleyebilme şansımız yüzde 30’lar civarındayken, bu rakam yeni oral ilaçlar sayesinde yüzde 54’e kadar çıkabilmektedir. Ancak yeni tedavilerin uzun dönem güvenlik verilerine henüz sahip değiliz. Bu nedenle 20-25 yıllık uzun dönem sonuçlarını bildiğimiz mevcut tedavilerle hastalığı kontrol altında olan hastalar, sadece yeni olduğu için ya da hap şeklinde olduğu için ilaçlarını değiştirmeyi kesinlikle düşünmemeliler. Biz yeni geliştirilen hapları önceden kullanılan ilaçlara yanıt veremeyen hastalarda kullanırız.

Tedaviyi Yarım Bırakmak Kalıcı Sakatlık Nedeni

MS ataklarla seyreden bir hastalıktır. Bu nedenle bazı hastaların sadece atak denilen dönemde tedavi olduklarını, belirtiler geçince de ‘artık düzeldim’ diyerek tedavisini yarım bıraktıkları görülür. Hasta tedavisini yarıda bıraktığı için atakların sıklığı ve şiddeti giderek artmaya başlar. Zamanla ciddi yürüme ya da görme bozukluğu, bellek bozukluğu gibi, hastanın günlük işlevlerini bile yerine getiremeyecek kadar önemli, kalıcı sekeller oluşabilir. Dolayısıyla hastalar hekimi belirtmediği sürece, ilaç tedavilerini kesinlikle bırakmamalılar. Ayrıca tedavinin de MS konusunda uzmanlaşmış hekim ve merkezde yapılması da çok önemli.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.