Prostat Tabuların Yıkılmasını Bekliyor

Uzmanlar uyarıyor: Erkeklerin utandığı, başarısızlık olarak algıladığı prostat kanserine karşı toplum olarak tabuların yıkılması gerekiyor. Çünkü Türkiye’de yılda 25 bin erkek yeni tanı alırken, 8 erkekten birinde rastlanan hastalık artık genç yaşlara indi.
—-
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Nuri Karadurmuş, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Karabulut, Kanser Savaşçıları Derneği Başkanı Dr. Belma Kurdoğlu Akgün’ün katılımıyla düzenlenen basın toplantısında toplum olarak prostat kanserine karşı tabuların en kısa zamanda yıkılması gerektiği uyarısı yapıldı.
Movember Farkındalık Ayı’nda dikkat çekilen hastalıklardan biri olan prostat kanseri, her sekiz erkekten birini etkiliyor. Türkiye’de her yıl yaklaşık 25 bin erkeğe yeni prostat kanseri tanısı konuluyor. Kimi zaman sessiz ilerleyen hastalıkta, düzenli tarama yaptırmak ve erken teşhis hayat kurtarıyor. En sık görülen kanserler arasında yerini koruyan, son yıllarda daha genç yaşlarda ortaya çıkan prostat kanserindeki güncel gelişmeler, kişiselleştirilmiş tedaviler sayesinde bu alanda yeni bir dönem başladı.
Tabular doktora başvuruyu geciktiriyor
Kanser Savaşçıları Derneği Başkanı Dr. Belma Kurdoğlu Akgün, toplumsal farkındalık ve bilinçlenmek için öncelikle tabuların yıkılması gerektiğine dikkat çekti. Dr. Belma Kurdoğlu Akgün, “Prostat kanseri maalesef Türkiye’de hâlâ bir tabu. Erkeklerin prostat taramasına katılımını engelleyen en büyük nedenler; utanç, mahremiyet endişesi, ağrı korkusu ve muayeneyi ‘erkekliğe tehdit’ olarak algılamaları. Bu faktörler, doktora başvuruyu geciktirerek, hastalığın daha ileri bir evrede yakalanmasına yol açıyor. Bu tabuları kırmak için prostat kanserinin toplumda daha çok konuşulması, medyada, uzmanlar ve STK’lar aracılığıyla doğru mesajların verilmesi gerekiyor. Ailesinde prostat kanseri ya da diğer risk faktörleri olanların 40’lı yaşlardan itibaren PSA ve klinik muayene yaptırması büyük önem taşıyor” dedi.
Aile öyküsü riski 2-5 kat artıyor
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Nuri Karadurmuş ise prostat kanseri dünyada ve ülkemizde ikinci en sık görülen kanser türü olduğunu söyleyerek, şu önerilerde bulundu: “Hastalığın yaşla beraber görülme sıklığı artıyor. 70 yaşından sonra ne yazık ki erkeklerde birinci sıraya oturuyor. 3 hastadan birine hiçbir belirti görülmeden tanı konuluyor. Tüm kanserlerde olduğu gibi prostatta da yaklaşık yüzde 30 oranında hiç şikâyet oluşmaz ve son derece sinsi seyreder. Aile öyküsü çok önemli. Eğer kişinin babasında kanser öyküsü varsa risk 2 kat, eğer kardeşinde varsa 3 kat artıyor. Hem babada hem de erkek kardeşte varsa toplumun geneline göre risk 5 kat artıyor. Prostat kanseri için beklenen yaş 70 yaş üstü olsa da 40 – 45 yaşında bile vaka görebiliyoruz. Tüm bu nedenlerle 40 yaşından itibaren erkeklerin yılda bir ürolojik muayeneye gitmesini öneriyoruz. Ürolojik muayenenin başlaması gereken yaş prostat için 50’dir. İdrar yapma güçlüğü ve sık idrara çıkma, bel – sırt ağrısı gibi klinik bulgular varsa vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır. Ürolojik muayeneyle birlikte özellikle 50 – 70 yaş arasındakilerin yılda bir kez PSA testini (Prostat Spesifik Antijen) yaptırması gerekir.”
Hedef: doğru hastaya doğru tedavi
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Karabulut toplantıda prostat kanserinin tedavisindeki güncel yaklaşımları anlattı. Kişiselleştirilmiş tedavi yöntemlerinin bu alanda yeni bir dönem başlattığını vurgulayarak şunları aktardı: “Prostat kanseri tedavisinde cerrahi, radyoterapi, ilaç ve nükleer tıp uygulamaları sayesinde son 15 yılda büyük gelişmeler kaydedildi. Robotik cerrahi komplikasyon ve yan etkileri azaltarak hastaların hastanede kalış sürelerini kısalttı, gelişen radyoterapi teknikleri ise tedavi başarısını artırdı, yan etkileri azalttı. Moleküler onkoloji alanındaki ilerlemeler sayesinde de genetik değişikliklere yönelik hedef ilaçlar, moleküler tedaviler ve immünoterapiler prostat kanseri tedavisinde giderek daha fazla yer buluyor. Tümörün sahip olduğu genomik değişikliği tespit ederek buna odaklı bir tedavi planı oluşturulur. Son iki yılda, bu alanda önemli ilerlemeler ve oldukça başarılı sonuçlar kaydedildi. Tüm bu tedavilerde asıl hedef; doğru hastaya doğru zamanda en uygun tedaviyi uygulayarak tümörün biyolojisine göre kişiye özel planlar geliştirmek.”
Prostat kanseri farkındalık toplantısı Astellas Türkiye’nin koşulsuz desteğiyle gerçekleştirildi.









