google.com, pub-2571312230047356, DIRECT, f08c47fec0942fa0 gtag("event", "ad_impression", {query_id: "CMz26sa46Y8DFdRrkQUd_t8rsQ", send_to: "G-97YMFGXZ6F"})

Türkiye’nin Migren Ağrısı

Türkiye’nin Migren Ağrısı

Dünya genelinde 1 milyardan fazla insan, Türkiye’de ise her 100 kişiden 16 ila 21’i migren hastası! Tablo sadece basit bir baş ağrısı değil: yaşam kalitesini düşüren, günlük hayatı sekteye uğratan ciddi bir nörolojik hastalık.

Dr. Meliha Aydın

Nöroloji Uzmanı

Dünya genelinde 1 milyardan fazla insanı etkileyen migren, aslında bir baş ağrısı olmanın çok ötesinde. Türkiye’de her 100 kişiden 16 ila 21’i migren hastası. Toplumda hâlâ yeterince ciddiye alınmayan tablo özellikle kadınları erkeklere oranla daha fazla etkiliyor.

Kadınları daha fazla etkiliyor

Migren; başın bir tarafında yoğun, zonklayıcı ağrılarla kendini gösteren, bulantı, kusma, görme sorunları, konuşmada bozukluk, denge kaybı, ışık ve sese hassasiyet gibi belirtilerin eşlik ettiği nörolojik bir hastalıktır. Migren hastalığı çocuklukta başlayabileceği gibi erken yetişkinlik dönemine kadar hiç belirti vermeyebilir de. Ailede migren hastalığının varlığı, ortaya çıkmasında önemli bir risk faktörüdür. Kadınlarda daha sık görülür ve yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir. 72 saatten fazla süren migren atakları ise acil tıbbi müdahaleyi gerektirir. Araştırmalar gösteriyor ki, her iki yetişkinden biri baş ağrısı şikâyeti yaşıyor. Türkiye’de ise bu oran daha da dikkat çekici: Türkiye Migren Epidemiyoloji Araştırmalarına göre her 100 kişiden 16 ila 21’i migren hastası. Görülme sıklığı kadınlarda yüzde 25-30’lardayken, erkeklerde bu oran yüzde 10 – 12 civarında. Ancak birçok hasta yaşadığı baş ağrısını migrenle ilişkilendirmiyor, bu da erken tanı ve etkin tedaviyi geciktiriyor.

İş gücü kaybı, sosyal izolasyon ve yanlış ilaç kullanımı

Migren sadece bireysel değil, toplumsal bir sağlık sorundur. Günlük yaşam ve iş hayatlarında ciddi zorlukların nedenidir. Nadir görülse de migren ataklarının migren enfarktüsü adı verilen önemli komplikasyonlara neden olduğu da görülmüştür. Bu durumda, sinir dokularının kan dolaşımından sorumlu damarları tıkayarak inme geçirmesine neden olabilir. Birçok kişi sadece ağrı kesici ile geçici çözüm ararken, bu durum yanlış ilaç kullanımına ve kronikleşmeye neden olabilir.

Migreni tetikleyen bazı yaygın faktörler:

Hormonal değişiklikler

Aşırı alkol ve kafein tüketimi,

Tuzlu gıdalar

Aşırı egzersiz

Ani hava değişimleri

Yoğun ortam kokuları

Uykusuzluk

Aç kalmak

Bazı yiyecekler (örneğin çikolata, peynir)

Parlak ışıklar ve yoğun stres

Tetikleyicilerin tanınması ve yaşam tarzı değişiklikleri, migrenle mücadelede önemli bir adımdır. Bireylerin migren günlüğü tutması farkındalığı arttırarak atakları azaltabilir. Migren tedavisinin kişiye özel olması gerekir. Ezbere alınan ağrı kesiciler geçici çözüm sağlarken, durumun kronikleşmesine de zemin oluşturur, önleyici tedavilerle yaşam kalitesini arttırma ve atakları azaltmanın mümkündür.

Her baş ağrısı migren değildir

Toplumda hâlâ yaygın olan yanlış bilgiler, migrenin teşhisini zorlaştırıyor. Dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:

*Migren yalnızca ağrı kesiciyle geçiştirilemez.

*Stres, açlık, uykusuzluk gibi etkenler atakları tetikleyebilir.

*Migren tanısı, uzman hekim tarafından konulmalıdır.

*Sürekli baş ağrısı yaşayan bireyler mutlaka nörolojik değerlendirme almalıdır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.