Çocuklarda Kardeş Kıskançlığı

Çocuklarda Kardeş Kıskançlığı

Çocuklarda sık karşılaşılan kıskançlık duyguyla ilk tanışma iki yaş civarındadır. Doğal, evrensel, insanı oldukça mutsuz eden bir duygudur. Önemli olan ne boyutta yaşandığıdır. Anne babanın kardeşler arası ilişkide denge sağlama yolları sorunun çözümünde önem kazanır.

Banu Şavkın
Pedagog / Psikolojik Danışman
Kültür 2000 Anaokulları

Kıskançlık, sevilen birinin bir başkası ile paylaşılmasına katlanamama duygusudur. Kıskançlık doğuştan ve iç güdüsel olarak gelen bir duygu olduğu kadar, çevre etkisiyle de oluşabilir.

Yaşamın her döneminde görülürken, sevginin olduğu her yerde karşımıza çıkabilir. Bu nedenle sevgi ve bağlılığa dayalı ilişkilerin en yoğun olduğu kurum olan ailede kıskançlığa daha fazla rastlanmaktadır. Çocuklukta daha sık karşılaşılan bu duyguyla ilk tanışma iki yaş civarındadır. Doğal, evrensel ve insanı oldukça mutsuz eden bir duygudur. Önemli olan ne boyutta yaşandığıdır. Bu dönemde çocuk, herkesin kendisinden daha iyi olduğunu ve kendisinin herkesten daha az sevildiğini düşünmeye başlar. Bu duygular çocuğun ruhsal dengesini bozmadığı, günlük aktivitelerini engellemediği, çevresine ya da kendisine zarar vermesine sebep olmadığı ve davranış bozuklukları meydana getirmediği sürece normal karşılanmalıdır.

Çocukta Kıskançlığın Nedenleri…
Kıskançlığın temelinde, çocuğun anne ve babasının yalnızca kendisini sevmesi arzusu yatar. Çocuğun yaşamını sürdürebilmesi için karşılanması gereken tüm ihtiyaçları ebeveynleri tarafından karşılandığından ebeveynleri çocuğun vazgeçilmezidir. Fakat kardeşinin doğmasıyla birlikte ona ayrılan zamanın azalması, çocukta bebeğe karşı gibi görünen ama aslında anne babaya karşı olan kızgınlık, kırgınlık gibi duyguların gelişmesine neden olabilir. Kendini terk edilmiş, güvensiz ve desteksiz hissetmeye başlayan çocuk kıskançlık duygusunun ilk temellerini atmış olur. Kardeşler arasındaki yaş farkı da kıskançlık derecesinin artmasında rol oynayan bir etkendir. Yaş farkı az olan kardeşlerde kıskançlığın görülme sıklığı, yaş farkı fazla olanlara oranla biraz daha yüksektir. Kıskançlık oluşumunda cinsiyette önemli faktörlerden biridir; çocuk kızken doğan kardeşinin erkek olması durumunda, çocuk anne-babanın kendi cinsiyetinden hoşnut olmadığını düşünebilir. Ayrıca ailelerin cinsiyete ilişkin tercihleri söz konusu ise cinsiyete göre yaşanılan kıskançlık kaçınılmaz hale gelir. Aile dışından insanların ve akrabaların bazı olumsuz davranışlarını da kardeş kıskançlığını arttırabilir. Örneğin iki kardeş arasında yapılacak olası bir karşılaştırma, kıskançlık seviyesinin doruğa ulaşmasına sebep olurken, aynı zamanda aşşağılık kompleksi oluşumunda da etkili olur. Diğer yandan anne henüz doğum yapmadan, gelecek olan kardeşle ilgili çevrede aşırı bir heyecanın hakim olması ve duruma aşırı bir ilgi gösterilmesi de olumsuz bir etkendir. Anne babanın ilgiyi eşit paylaştırmak yerine, ellerinde olmadan çocuklardan birini ihmal etmesi kardeş kıskançlığının şiddetini arttıran bir diğer nedendir.

Kıskançlık Belirtileri…
Çocuğun kıskandığına dair gösterdiği ilk belirti anneden tamamen uzaklaşmasıdır. Sevilmediğini düşünen çocuk içe kapanmaya, yemek yememeye ve zayıflamaya başlayabilir.
Ortamdaki ilgiyi kendi üzerine çekmeye çalışabilir. Çocuk, kabus gördüğünü ya da çişinin geldiğini bahane ederek, kendisiyle ilgilenilmesini sağlamaya çalışır.
Altını ıslatma, parmak emme, bebek gibi davranma ve konuşma haliyle önceki gelişim evresine gerileme görülebilir.
Hem gün içinde hem de geceleri aşırı sinirli olan çocuğun kıskançlık dönemlerinde huzursuz bir hali vardır. Bu dönemdeki çocuklar sakinleşmekte zorlanabilir ve kimi zaman çevrelerindeki insanlara öfkeli davranabilir. Kendine ya da eşyalara yönelik saldırgan davranışlarda bulunabilir.
Evdeki hakimiyetini kaybetmekten korkan çocuklarda evden ayrılmayı reddetmeyle birlikte (Örn: okula gitmek istememe) baş ağrısı, mide bulantısı gibi psikosomatik belirtiler, huzursuzluk, isteksizlik ve diğer stres belirtileri sık sık gözlenebilir.
Eğer çocuk okul çağında ise, okul arkadaşlarıyla uyum problemi yaşanabilirken, akademik başarısında da önemli düşüşler kaydedilebilir.

Anne Babaya Öneriler
 Ebeveynlerin kaçınması gereken davranış kardeşler arasında karşılaştırma yapmaktır. Çocuklar arasında yapılacak karşılaştırmalar kıskançlığın artmasına hatta kardeşler arasında meydana gelebilecek gizli bir savaşa sebep olabilir.
 Çocuğun kardeşine yönelik olumsuz duygularını reddetmek yerine onları kabul edip, tanımaya çalışmakta oldukça önemlidir.
 Her şeyin eşit olmasına değil, adil olmasına çalışılmalıdır. Çocuklara hissettiğiniz sevginizin eşit olduğunu göstermeye çalışmak yerine; her çocuğa, birbirinden ayrı olarak, sadece kendisine özel bir sevgi duyulduğunu göstermek daha doğru olacaktır.
 Çocuğa küçük gelen giysileriyle, oynamadığı oyuncaklarını beraber ayırmak da, onun kardeşini sahiplenmesinde işe yarayabilir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken çocuğun vermek istemediği şeyler konusunda onu zorlamamaktır. Aksi halde kendine ait olan sevdiği bir şeyinin kardeşine verilmesi, çocuğu üzebilir ve kıskançlığını arttırabilir.
 Ailenin bütün olduğu duygusu herkes tarafından hissedilmelidir. Bunun için bütün ailenin birlikte yapabileceği, gezinti, piknik, alışveriş, film izleme gibi etkinliklere yer verilmelidir.
 Çocukların kavga etmelerine mümkün olduğunca izin verilmemelidir. Kavga ettiklerinde de ya seçenekler sunulmalı ya da iyi geçinme kuralları koyulmalıdır. Böylece kavga ettikleri ve iyi geçindikleri zaman sonucun ne olacağını bilirler. (İyi geçinirseniz ev kuralları dahilinde istediğinizi yapabilirsiniz. Kavgayı kim başlatırsa başlatsın önemli değil. Ya iyi geçineceksiniz ya da lunaparka gitmeyeceksiniz.) Kuralı bozanlara ders vermek amacıyla bir iş vermek, hem onların yanlış yaptıkları bir olayı düzeltmelerini, hem de olumlu bir davranışta bulunmalarını sağlayabilir.
 Çocuklar iyi geçinme konusunda da yüreklendirilmelidir. “Ne kadar iyi anlaşıyorsunuz” gibi cümleler çocuğu yüreklendirir ve sizin övgünüzün hakkını vermeye yönlendirir. Diğer yandan çocuğa daha küçük yaşta paylaşmanın önemi benimsetilmelidir. Çocuğun daha çok küçükken paylaşmayı öğrenmeye başlaması, kardeşi olduğu zaman çok fazla bocalamasını engelleyecek ve paylaşamamaktan doğan çatışmaları da azaltacaktır.
 Ebeveyn çocukla mümkün olduğu her fırsatta birebir iletişime geçerse, birlikte ortak faaliyetlerde bulunursa, çocuğa kardeşiyle ve evle ilgili küçük sorumluluklar verirse, çocuk kendini güvende hissetmeye devam ederken, diğer yandan kendini hala sevilen ve önem verilen konumda hissedecektir.
 Kardeşler arasında kıskançlık hissettiğinizde onları birbirinden uzaklaştırmak yerine yakınlaştırmayı deneyiniz. Böylece çocukların birbirleriyle yaşamalarının gereği ve önemini daha kolay benimsetmiş olursunuz.
 Çocukların kavgalarında hakem rolünü almayınız. Ana babalar çocukların tartışmalarına katıldıkları zaman çocukların her biri ana babasının diğerinin tarafını tuttuğunu düşünür. Bu da rekabetin yoğunlaşmasına yol açar. Büyük kardeş anababanın koruyucu desteğini alan küçük kardeşten nefret eder. Ana-baba ne kadar yansız olmaya çalışsa da işe yaramaz bu nedenle kardeşler anlaşmazlıklarını kendileri çözmelidir. Fiziksel şiddetin olmadığı durumlarda ana-babanın araya girmemesi sorunun çözümünü kolaylaştırır.
 Her zaman için “kim başlattı?” sorusunu sormaktan kaçınılmalıdır. Çünkü olayı kimin başlattığını öğrenmeye çalışmak, çocukların birbirini suçlamalarına neden olabilir. Her bir çocuğun kavganın çıkmasında aynı derecede suçlu olduğu düşünülerek, sonuçlarına eşit şekilde katlanılmasının gerektiği onlara açıklanmalıdır.
 Kardeşler arası kıskançlığı engellemek için bir diğer önemli kavram da yaş aralığıdır. Psikolojik açıdan kardeşler arası en uygun yaş aralığı en az üçtür. Çünkü yaşlar birbirine yaklaştıkça, ihtiyaçlar da benzer olmakta, anne ve babaya bağımlılık arttığı için, kıskançlık daha şiddetli olmaktadır.
Kardeş kıskançlığını yok etmek için tek çocuk sahibi olmak, en kesin çözüm gibi görünse de bu hem aile hem de çocuk için çok lüks bir çözümdür. Kardeş sahibi olmak bir çocuğa pek çok şey katar;

 Paylaşma ve uzlaşma becerisi kazandırır,
 Çevrelerini zenginleştirir,
 Duygusal ve bilişsel gelişim açısından destek sağlar,
 Birbirlerine kimlik gelişimi ve sosyal gelişim açısından özdeşim modeli oluşturur.

Bu nedenle çocukları kardeş sahibi olmaktan mahrum bırakmak yerine, kardeşler arası ilişkide denge sağlamanın yolları önem kazanır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.