Demir Eksikliği Yorgunluk Sebebi

Demir Eksikliği Yorgunluk Sebebi
65 / 100

Dünya ve ülkemizde en sık görülen anemi türü demir eksikliği olarak bilinir. Yetersiz ve dengesiz beslenme, vejetaryen diyet uygulayanları, zayıflama amacıyla yapılan operasyon, uzamış ishal gibi nedenlerle demirin sindirim sisteminden yeterince emilememesi sonucu yetersiz demir alımına yol açabilir.

Dr. Şeref Kâmil Basmacıoğlu

Dahiliye Uzmanı 

Halk arasında kansızlık olarak bilinen demir eksikliği anemisinin görülen en yaygın belirtileri; huzursuzluk, dikkat eksikliği, çevreye olan ilgide azalma, düşük çalışma performansı, davranış değişiklikleri, taş, toprak, buz, cam gibi besin değeri olmayan maddelerin yenilmesi, ağız içi ve ciltte değişiklikler, saçlarda kırılma-dökülme, dudak çevresinde çatlaklar, dilde yanma hissi, tat almada azalma, yutma güçlüğü, kaşık tırnak gibi tırnak değişiklikleri, bacak ağrıları, vücut direncinin azalmasından kaynaklı artmış enfeksiyon sıklığı sayılabilir.

Anemi vücutta oksijenin taşınmasından sorumlu olan, kanda kırmızı kürelerde bulunan hemoglobin miktarının normalden az olması durumudur. Hemoglobinin erkeklerde 13 g/dl, kadınlarda 12 g/dL altında olması anemi olarak bilinir. Aneminin birçok nedeni vardır. Bunların önemli bir kısmı hemoglobinin yapımında kullanılan Demir, Vitamin B12, Folik Asit gibi hemoglobin yapımında kullanılan maddelerin eksikliğine bağlı olarak vücut ihtiyacı kadar yapılamamasıdır.

Beslenmeye bağlı demir eksikliğine dikkat!

Beslenmeye bağlı en sık görüleni demir eksikliği anemisi dünya nüfusunun en az beşte birini etkilemektedir. Ülkemizde de en sık görülen anemidir. Demir yeryüzünde sık olarak bulunmakla birlikte vücuda alınımı sıkı kontrol altındadır. Vücutta kandaki kırmızı kürelerinin oksijen taşımasından sorumlu olan hemoglobin yapısında bulunan önemli mineraldir. Demir minerali yalnız kanda oksijen taşınmasında sorumlu olmayıp kas dokusu fonksiyonları, elektron transferi, DNA yapımı-enzim fonksiyonları açısından da önemi vardır. Vücutta kas, karaciğer, kemik iliği, dalak gibi organlarda kullanılmayan miktarları depolanır.

Vücuttaki toplam miktarı 4-5 gr kadardır. Diyetle alınan demirin yaklaşık yüzde 1 -10 emilebilir. Her gün 1-2 mg demiri cilt, tırnak ve mide bağırsak sistemi ile kaybolan dokularla atılır. 1-2 mg da demiri de vücuda almak gereklidir.  Günlük demir ihtiyacının karşılanması için en az 15-20 mg kadar demire ihtiyacı vardır. Hayvansal gıdalardan alınan demir daha iyi emilir. Bitkisel kaynaklı demirin emilim öncesi midede işlem görmesi gerekir bu nedenle biraz daha düşüktür. Demir eksikliğinin en önemli nedenlerden biri yetersiz alımdır. Özellikle vejeteryan diyet uygulayanlarda veya yetersiz hayvani gıda alımlarda bu durum söz konusu olabilir. Bazen de gastrointestinal sistemden emilim bozulabilir.  Gluten enteropatisi (Çöliyak Hastalığı), atrofik gastrit, besinlerin emilim bozulumuyla giden malabsorbsiyon durumları, daha önce kişinin mide-bağırsak ameliyatı geçirmiş olması, zayıflama amacıyla yapılan operasyonlar, uzamış ishal gibi nedenler demirin sindirim sisteminden yeterince emilememesi sonucu yetersiz alıma yol açabilir.

Kadınlarda daha sık görülebilir

Demir eksikliğinin bir diğer önemli nedeni ise vücutta beklenenden daha fazla demirin kaybedilmesidir. Özellikle kadınlarda sık ve aşırı âdet kanamaları genital organ hastalıklarına eşlik edebilir. Kanama pıhtılaşma bozukluğu olan veya ilaç kullanımına bağlı kanama eğilimi artan kadınlarda aşırı menstrüsyonda kan kayıpları gözlenebilir. Gastrointestinal sistem hastalıklarında da vücuttan açık veya gizli şekilde önemli kan kayıpları olabilir. Özellikle duodenal ülser, mide ülseri, damar genişlemeleri, özafagus varisleri, hemoroid, divertüküller, gastrointestinal sistem kötü huylu hastalıkları mide-bağırsak sisteminden önemli kayıplara yol açabilir.

Bazı durumlarda ise vücudun demir ihtiyacı artış gösterebilir, özellikle ergenlik döneminde hızlı büyüme, gebelik ve laktasyon dönemlerinde bebeğinin de demir ihtiyacının anne tarafından karşılanması nedeniyle vücudun demir ihtiyacı artar.

Belirtileri:

Anemisi olan hastalar çabuk yorulur, baş dönmesi, baş ağrısı daha sık görülür. Hastanın cildi ve göz küresi soluk görünümündedir. Soğuk havalara tolerans azalmıştır. Günlük işlerde bile nefes darlığı, çarpıntı gelişebilir. Nefes darlığı, çarpıntı gibi yakınmalar istirahat ile azalabilir. Unutkanlık, kadınlarda adet düzensizliği, çocuklarda büyüme geriliği gibi problemlere sıklıkla rastlanabilir.

Demir eksikliği nedeni mutlaka araştırılmalıdır…

Kansızlığı olan hastaların nedeni araştırılırken hikayesinin dikkatli şekilde alınması gereklidir. Beslenme düzensizlikleri, ağrı kesici gibi mide-bağırsak mukozasına zarar veren ilaç kullanımı, aile öyküsü, bağırsak alışkınlıklarında değişiklik, dışkısında kırmızı veya siyah renk kanama olup olmadığı, hasta kadınsa adetlerinin özellikleri önemlidir. 50 yaşın üzerindeki yetişkinlerde demir eksikliğinin en önemli nedeni mide-bağırsak sistemindeki kayıplardır. Demir eksikliği diyebilmek için sadece kan sayımı yeterli değildir. Kan demir düzeyi, ferritin düzeyi, demir bağlama kapasitesi gibi demir eksikliğini kanıtlayan kan testlerine bakılır. Mide-bağırsak sisteminden kayıp olup olmadığı yönünden dışkıda gizli kan değerlendirilmelidir. 50 yaşın üzerinde anemisi olan kadın-erkek tüm bireyler endoskopi ile özellikle mide barsak kanseri, buna yol açabilecek polip gibi patolojilerin varlığı açısından değerlendirilmelidir. Demir eksikliği ve nedeni gösterilmeden anemi tedavisini demir içeren ilaçlarla tedavi etmek önemli bir hatadır. Gereksiz yere alınan demir vücuttan atılamaz. Belirli organlarda birikme riski gösterir önemli sağlık sorunlarına neden olur. Demir eksikliği anemisi ve nedeni gösterilmişse tedavi demirin yerine konulmasıdır. Çok ileri düzeyde demir eksikliği anemisi olmayan mide-bağırsak sisteminden demir emilimini engelleyecek hastalığı olmayanlarda ağızdan verilen ilaçlar yeterlidir. Tedavi süresi aneminin derinliğine, kaybın devam edip etmediğine, demir preperatlarının emilimini etkileyebilecek patolojilere ve ilaçların yan etkileri kontrol altında olmalıdır. Hedef normal hemoglobin düzeyine ulaştıktan sonra depo demirlerinin de yerine konulması için 2-6 ay tedaviye devam edilmelidir. Oral alamayan hastalarda, hızla tedavi gerektiren kalp, böbrek hastalığı olan bireylerde damardan demir içeren ilaçlar uygulanabilir. Oral demir tedavisi sırasında ilaçlara bağlı olarak bulantı, kusma, hazımsızlık, kabızlık, ishal, koyu renkli dışkılama görülebilir. İleri düzeyde anemisi olanlarda ise kan transfüzyonları da gerekebilir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.