google.com, pub-2571312230047356, DIRECT, f08c47fec0942fa0 gtag("event", "ad_impression", {query_id: "CMz26sa46Y8DFdRrkQUd_t8rsQ", send_to: "G-97YMFGXZ6F"})

Sünnet Önemli Müdahaledir

Sünnet Önemli Müdahaledir

En sık uygulanan küçük cerrahi işlemlerden sünnet halen önemli tıbbi sorundur. Tüm dünyadaki erkeklerin ortalama yüzde 25’i dinsel, kültürel ya da tıbbi nedenlerle sünnet edilmektedir.

Doç. Dr. Selami Sözübir
Çocuk Cerrahisi Uzm.

Amerika’da bütün yeni doğanların yüzde 60’ı, Güney Kore’de ise yüzde 100’e yakını sünnet olmaktadır. Ülkemizde sünnet dini ve sosyal bir istek olup hemen hemen tüm erkek çocuklarında yaygın olarak uygulanmaktadır.

Sünnetin tarihçesi yaklaşık 15 bin yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Sünnetle ilgili ilk yazılı ve resimli kanıtlar ise M.Ö. 2300 yıllarındaki Antik Mısır papirus ve duvar resimlerindedir. Burada sünnetin bir gelenek olarak uygulandığını gösteren bulgular vardır.

Sünnet, hem cerrahi yönü hem de psikolojik yönüyle üzerinde önemle durulması gereken bir işlemdir. Sünnetin ehli kişiler tarafından ve cerrahi işlem kurallarına uygun olarak uygulanması şarttır. Sünneti yapacak kişinin uzman olması, penisin anatomi ve fizyolojisini iyi bilmesi gerekmektedir. Sünnet esnasında gerekli cerrahi itinanın gösterilmemesi önemli komplikasyonlara yol açabilmektedir. Bu komplikasyonların başında da kanama, enfeksiyon, idrar yolları ve penise kalıcı hasarların verilmesi ile hatalı sünnetler gelmektedir. Sterilizasyonun tam uygulanmaması, aynı aletlerin kullanılması, cerrahi teknik konusunda yeterli bilgiye sahip olunmaması bu komplikasyonların görülme oranını da arttırmaktadır. Nitekim, ülkemizde de her yıl yüzlerce çocuk sünnet sonrası komplikasyonlarla hastanelerimize başvurmaktadırlar. Sünnetin diğer bir önemli yönü de çocuk psikolojisi üzerine etkileridir. Ne yazık ki, bu konuda da yeterli eğitim çocuklara ve ailelere verilemiyor.

Sünnet ne zaman ve nasıl yapılmalı?

Sünnet ülkemizde genellikle 6-7 yaş sonrası çocuklarda yapılmaktadır. Son zamanlarda ise yeni doğan dönemi yapılan sünnet, cerrahi işlemin ve bakımın kolaylığı, bebekte yara iyleşmesinin çabuk olması ve psikolojik travma oluşturmaması gibi avantajlarıyla daha sık uygulanır hale gelmektedir. Her yaşta sünnet yapılabilmekle beraber 2-4 yaş arası çocuklarda kimlik gelişimi, ben merkeziyetçi ve uyumsuz olmaları nedeniyle zorunlu olmadıkça sünnet yapılmamalı ya da yapılacaksa kesinlikle genel anestezi altında uygulanmalıdır. Burada üzerinde durulması gereken önemli bir konu sünnet işleminin genel anestezi altında yapılmasının önemidir. Gerek cerrahi işlem olarak gerekse psikolojik etkiler açısından lokal anestezinin biran önce terk edilmesi şarttır. Üstelik lokal anestezi genel kanının tersine genel anesteziye göre daha da risklidir. Çünkü, lokal anestezik olarak kullanılan maddenin penis damarlarında spazm yaparak penisin kaybına bile sebep olması mümkündür.

Toplu sünnet kampanyaları çok sakıncalı

Önemle vurgulanması gereken asıl sorunlardan biri de şu ‘Toplu Sünnet’ kampanyalarıdır. Bu tür kampanyalarda, hem bir cerrahi işlem olarak hem de psikolojik yönüyle sünnet olayında uyulması gereken tüm kurallar çiğnenmektedir. Nitekim, bu tür kampanyalar sonrası daha fazla komplikasyon oluşmaktadır. Üstelik, 1997 yılında sağlık Bakanlığı Tedavi  Hizmetleri genel Müdürlüğü’nün toplu sünnetleri yasakladığını da biliyoruz. Burada biz uzmanlara da önemli işler düşmektedir. Ailelerin ve çocukların doğru olarak eğitilmesi gerekmektedir. Ailelere, sünnetin genel anesteziyle ve hastane koşullarında yapılmasının önemini vurgulamak ve bunu çekici hale getirebilmek gerekmektedir.

Yenidoğan sünneti

Yenidoğan döneminde yani doğumdan sonraki ilk bir aya kadar geçen süre içinde uygulanan sünnet sonrası ailelerin ve bebeğin işlem sonrasını çok rahat geçirdikleri ortaya konmuştur. 3-6 yaş arasında çocuğun ve sünnetin yaratacağı  psikolojik  ve erken çocukluk döneminde karşılaşılabilinecek sorunları ortadan kaldırılması nedeniyle daha yararlı olabileceği ileri sürülmektedir. Halen Amerikada %60 oranında yenidoğan sünneti yapılmaktadır. 400 bin erkek bebekte üzerinde yapılan çalışmalarda idrar yolu enfeksiyonu oranı sünnetsiz çocuklarda yüzde 7, sünnet olan bebeklerde ise % 0.7olarak bulunmuştur. Sünnetsiz çocukların idrar yolu enfeksiyonuna sünnetli olan gruba oranla 8 ile 15 kat fazla yakalandığı gösterilmiştir.

Yenidoğan dönemimde yapılan sünnet, çocukluk yaşta gelişebilecek sünnet derisinin ucunda darlık, pipi başının sünnet derisi ile boğulması ve sünnet derisi iltihaplanması gibi rahatsızlıkların oluşumunu da tamamen ortadan kaldırmaktadır. Ayrıca yenidoğan döneminde yapılan sünnet işleminin cerrahi bir müdahale olarak da bir takım avantajları mevcuttur. Bu dönem sünnet işlemden 45 dakika kadar önce sürülen anestezik bir kremden (EMLA) sonra, halk arasında “çan” adı verilen alet yardımıyla ya da klasik cerrahi metodla yaklaşık 10 dakikalık bir zamanda tamamlanabilmektedir. Yenidoğan sünnet derisindeki damarlar daha küçüktür ve kanamaya ait sorunlar hemen hemen hiç görülmez. Sünnet sonrası bakım oldukça kolay ve iyileşme hızlıdır. Yenidoğan bebeklere sünnet amacıyla genel anestezi uygulamayagerek yoktur. Bu nedenle bebeğin aç kalması gerekmez. Tok karnına işlem yapıldığında bebek işlem sırasında ve sonrasında çok daha huzurlu ve sakindir.

Yenidoğan bebek sünnet sonrası 3. günde sünneti yapan doktor tarafından görülür ve 5. günde banyo yapılabilir. Konulan dikişler kendiliğinden eriyerek düşerler, alınmaları gerekmez. Yenidoğan sünneti oldukça basit ve risksiz bir operasyon olmasına rağmen bir cerrahi işlemdir. Dolayısıyla işlem sırasında ve sonrasında yüzde 1’den az oranda çeşitli komplikasyonlar olabilmektedir. Bunlardan başlıcaları; enfeksiyon, yetersiz sünnet, sünnet derisinin daralması, cilt yapışıklıkları ve kanamadır. Prematüre bebeklerde, ailede hemofili veya diğer kan hastalığı öyküsü olan bebeklerde, doğuştan pipi anomalisi olan bebeklerde ve o anda rahatsızlığı olan bebeklerde yenidoğan sünneti uygulanmamalıdır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.