Gençlik Anahtarı Kolajen
Sağlıklı cilt-genç görünümün sırrı, vücudun temel yapı taşlarından olan kolajende mi saklı? Kolajen, derinin elastikiyeti ve sağlamlığını koruyan, vücudun en yaygın proteinlerinden biridir. Saç, tırnak, kemik, eklem gibi çok farklı dokunun ana bileşeni olan kolajen, son yıllarda hakkında en çok konuşulan sağlık konusu olarak öne çıkıyor.
Dr. Celal Yücel Batmacı
İç Hastalıkları Uzmanı
Kolajen, vücutta çok sayıda doku-organda yaygın olarak bulunan yapısal proteindir. Bilinen toplam 29 tipi mevcut ve insan vücudundakinin yüzde 90’ını Tip I kolajen oluşturur. Kolajenin temelinde glisin, prolin ve hidroksiprolin amino asitleri bulunur. Bu amino asitler, kolajenin karakteristik üçlü sarmal yapısının oluşmasını sağlayan üç iplikçik oluşturur.
Hücreler İçin Çok Önemli
Kolajen, vücutta kemik, kıkırdak, deri, bağ dokusu ve tendon olmak üzere pek çok dokuda bulunur. Kolajen, dokulara yapısal destek sağlayarak pek çok doku hasarı -onarımı, bağışıklık yanıtı, hücre sinyal iletimi gibi hücresel süreçlerde önemli rol oynar.
Fibroblast adı verilen kök hücreler, yeni kolajen üretir. Kişi yaşlandıkça vücutta kolajen üretimi azalır, fibroblastların sentez aktivitesi bozulur. Bu olumsuz değişiklikler, elastin adı verilen diğer önemli yapısal proteinin de kaybına sebep olur. Ciltte sarkma ve kırışıklık gibi yaşlanma belirtileri görülür.
Kolajen Kaybı Neden Olur?
Kişi yaşlandıkça, vücutta kolajen üretimi normal olarak azalır. Bazı dış faktörler de bunu hızlandırır. Ek olarak, var olan kolajen zamanla yapısı bozulur ve derinin sarkmasına sebep olur. Böylece yaşlanmanın fiziksel belirtileri ortaya çıkar. İskelet sisteminde bulunan kolajen miktarı yaşla birlikte azalır buna bağlı olarak kemiklerin kırılganlığı artar ve bu da kemik kaybına bağlı hastalıkların oluşumuna zemin hazırlar. Yaşla birlikte kolajenin azalması kaçınılmaz bir durumdur bunun yanında, sağlıksız diyet ve zararlı maddelerin yoğun tüketilmesi de kolajen kaybını hızlandırabilir.
Örneğin, araştırmacılara göre sigara içmek, kolajen yapısını bozar, ciltte yaşlanma-kırışıklığa sebep olur. Aşırı alkol tüketimi üretimini azaltır, cildin onarım mekanizmasına zarar vererek, cildin yaşlanmasını hızlandırır.
İlave şeker ve fazla işlenmiş gıda içeren bir diyet, kolajende glikasyona neden olarak, çevre hücre ve proteinlerle etkileşimini bozar, daha zayıf ve kırılgan hale getirir.
Aşırı güneşe maruz kalmak da kolajen üretimini azaltır. Bu yüzden güneş kremi sürmek ve aşırı güneşe maruz kalmamak, ciltte güneşin neden olabileceği erken yaşlanma belirtilerini azaltabilir.
Kolajen Kaynağı Besinler:
- Kolajen tüm hayvanlarda var olan bir proteindir. Hayvanların deri, kıkırdak, eklem gibi bölümlerinde daha yoğunlukta bulunur. Tavuk kemiği-derisi, balık derisi, denizanası gibi bazı deniz ürünleri, hindi eti, sığır eti, ilikli kemik suyu kolajen bakımından en zengin besinlerdir.
- Vücut amino asitlerden kolajen ürettiği için kümes hayvanları, balık, fasulye ve yumurta gibi gıdalardan alınan yeterli miktarda protein, vücuttaki kolajen üretimini destekler. Proteinin yanı sıra bazı bileşenler de vücutta kolajen üretilmesi için gereklidir.
- Örnek olarak C vitamini, kolajen sentezi için gereklidir. C vitamininin düşük veya eksik olduğu durumlarda üretimi sekteye uğrayabilir. Bu yüzden C vitamini açısından zengin olan yiyecekleri tüketmek, sağlıklı kolajen üretimini destekler. Turunçgiller, biber, yeşillik ve dut C vitamini açısından zengin besinlerdir. Aynı zamanda C vitamininden zengin, sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek vücutta enflamasyonu azaltıcı etki göstererek cilt sağlığının korunmasına yardımcı olur.