Sarı Nokta Hastalığı Nedir

Halk arasında “sarı nokta hastalığı“ olarak da bilinen “yaşa bağlı makula dejenerasyonu” ile kalp damar hastalıklarının birçok ortak yönü bulunmaktadır.
Doç.Dr.Serra Arf Karaçorlu
Göz Hastalıkları Uzmanı
Son 20 yılda yapılan çalışmalar sarı nokta hastalığı-yaşa bağlı makula dejenerasyonu ile sigara içilmesi, hipertansiyon, yüksek kolesterol düzeyi, yüksek vücut kütle endeksi gibi kalp damar hastalıkları ile ilişkili risk faktörlerinin, olduğunu göstermiştir.
Hipertansiyon ve yaşa bağlı makula dejenerasyonu arasındaki ilişki birçok kapsamlı çalışmada saptanmıştır. Araştırmalar daha önce hipertansiyonu kontrol altında olan kişilerin, normal kan basıncına sahip kişilere oranla yaklaşık iki kat daha fazla ve kontrolsüz hipertansiyonu olanların ise normal kan basıncına sahip kişilere oranla yaklaşık üç kat daha fazla ıslak makula dejenerasyonu hastalığına yakalandığını göstermektedir. Başka çalışmalarda ise, hipertansiyonu olan kişilerin hipertansiyonu olmayan kişilere oranla 1,5 kat daha fazla olasılıkla ıslak makula dejenerasyonu geçirdiği saptanmıştır.
Makula dejenerasyonuna (Sarı Nokta Hastalığı) yakalanmamak veya ilerlemesini engellemek için “lutein” yönünden zengin beslenmenin fayda sağlayabileceğini gösteren önemli kanıtlar bulunmaktadır. Sarı noktadaki (görme merkezi) lutein miktarı normal bireylerde dahi yaşla birlikte azaldığından luteini erken yaşta almak, sarı nokta hastalığı oluşumu ve ilerlemesini önlemede rol oynayabilir.
Lein; en çok ıspanak, brokoli gibi yeşil sebzelerde ve sarı renkli meyvelerde bulunuyor. Ancak yaşa bağlı makula dejenerasyonu hastalığını önlemek için gerekli miktarı bu besinlerle beslenerek almak çok güç olmaktadır. Çünkü yeterli miktarı tüketebilmek için belirtilen besinlerden günlük olarak çok fazla miktarlarda yemek gerekmektedir (örn: Günlük 1,2 kg mısır veya 48 adet yumurta gibi). Bu öğeler, mikronutrisyon* ürünleri yani lutein ve antioksidan desteği olarak dışarıdan sağlanabilir ve sarı nokta hastalığı riski önemli oranda azalabilir.
*Mikronutrisyon, mikro beslenme ile eş anlamlı olup, özellikle vücut için gerekli besin desteklerinin istenen oranda alınması şeklinde tanımlanabilir. Mikro beslenmenin en net örneklerinden birinin vitaminler olduğu söylenebilir.