Deprem Sonrası Sabitleşmiş Sorular

Türkiye deprem kuşağında bir ülke olarak ortalama beş yılda bir bu gerçeği acı tablolarla yaşıyor. Deprem bilim uzmanları tarafından afetin tekrar yaşanmaması için uyarılar yapılması, yeni yasaların hazırlanıp, yürürlüğe girmesi, sonuç getirmiyor ve tablo yine değişmiyor. Akut Vakfı Başkanı Nasuh Mahruki ile deprem-sel afeti sonrası sabitleşmiş ‘niçin-neden’ sorularının cevabını aradık.
Haber-Röportaj: Nilay Akgün
‘Niçin-neden’ deprem-sel sonrası yinelenen-yaşanan acılar… Bile bile lades mi, kader mi ya da yeterli teknoloji-bilgi, bilim insanı yok mu ülkemizde?
1999 Marmara depreminde arama-kurtarmadaki başarıları ile tanıdığımız Akut Vakfı Başkanı Nasuh Mahruki sorunun birçok nedenden dolayı çözüme kavuşamadığını söyledi.
Beklenen İstanbul depremi öncesi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu başkanlığında Akut Vakfı ile birlikte ‘Toplanma Alanı Organizasyonu’ projesi ‘Mahalli Tabanlı Afet Kurtarma Eğitimi’ pilot çalışmasının hayata geçirildiğini belirten Mahruki sözlerine şöyle devam etti:
“Afet ile mücadelede öncelikli amaç olası zararı azaltmaktır. Bunun içinde olası riskler dikkate alınır, hesaplanır, ortadan kaldırılması ya da en aza indirilmesi için gerekenler yapılır. Sonraki adım hazırlık, üçüncü de afete müdahaledir.
Risk yönetiminde amaç afet sonrası yaşanacak sorunları en basit-en kısa-en etkili yola çözebilmektir. Bunun içinde mahalli tabanlı afet kurtarma eğitimi en önemli noktalardan biridir.
İBB ile gerçekleştirdiğimiz pilot çalışmada afet anında devlet kurumlarının yetkili, etkili, bilgili kurumlarının da yetişemeyeceği ilk 12-72 saat içinde mahalle tabanlı ilk müdahale çalışmasının artırılması üzerine oldu. 5 bin kişiye toplanma alanı, 450 kişiye de ilk müdahale ekibi gönüllüsü eğitimi verdik. Projeyi diğer illerle de devam ettirmeyi planlıyoruz. Çalışmaya katılan kişilerden Kahramanmaraş merkezli deprem bölgesine gidenler de oldu.
Eğitimin amacı, afet sonrası oluşabilecek kaos kaynaklı ikincil risklerin engellenmesi için bir sistem kurulması.
İnsanların toplanma alanlarına sağlıklı şekilde erişimi, bilgi sahibi olabilmesi özellikle yerel yönetimlerden bilgi alınabilmesini, başlangıç seviyesinde yangınları söndürmek, kaba arama-kurtarma yapabilmek, basit yaralanmalara müdahalelerle hayat kurtarmaya yardımcı olarak yerel operasyon gücü sorumluluğunu üstlenilmesi.
Biliyoruz ki ilk saatlerde yapılacak doğru-etkin şekilde kurtarma çalışması, en çok sayıda insanın kurtarılmasını, toplanma alanına sağlıklı erişimi, orada birtakım hizmetleri alabilmeyi sağlar. Projeyi diğer şehirlerde de devam ettirmeyi hedefliyoruz
Olası İstanbul depremi için acil yapılması gerekenler ise:
*Öncelikle nüfusun azaltılması. Depreme dayanıklı alanlarda küçük şehirler, endüstriyel anlayışla, tarım-hayvancılık-ekonomi-eğitim-sağlık dikkate alınarak inşa edilip, nüfusun bu bölgelere yerleşmesi sağlanmalıdır.
* Sığınmacıların kendi ülkelerine geri dönmesi. Çünkü deprem hazırlıkları- sonrası çok büyük maliyetler gerektirir.
*Doğal afet planına sahip ordunun sahaya çıkması. Afet bölge komutanlıkları, tugaylarını bir bütün olarak doğal afetlerde kullanmak amacıyla planlama yapıyordu. Ani olarak meydana gelebilecek herhangi bir doğal afete süratle müdahale edebilmek amacıyla, tugay komutanlıklarınca bir tabur, Doğal Afet Yardım Birliği (DAFYAR) şeklinde görevlendirilmekteydi. Türk Silahlı Kuvvetlerine doğal afetlerle görev-müdahale sorumluluğu geri verilmelidir.
*Askeri hastaneler açılmalı. Depremdeki yaralanmalar günlük yaşamdaki gibi değildir. Savaş yaralanmaları gibi çoklu bölgelerde oluşur. Tecrübeli ekip gerekir. Önemli olan yaralıyı enkazdan çıkardıktan sonra yaşatmaktır.
*Yazılım-bilişim teknolojisinin mutlaka geliştirilmeli. Yazılımcılar bu depremde çok sayıdaki veriyi dijital ortamda bir araya getirip, istenilen bilgiyi istenilen yere ulaştırarak çok yararlı oldu.
Vatandaşın alması gereken eğitimler:
Temel Afet Bilinci
Temel Yardım
İlk Yardım