Mis Kokulu Temizlik
Bugünlerde kokulusu, sıvısı, doğalı, nemlendiricilisi derken birçok çeşidi olan sabun, tarihte temizlik için kullanılmış ilk malzemedir. Adını Roma’daki Sapo Dağı’ndan alan sabunu, hayatın her alanında kullanmaya rağmen ne kadar tanıyoruz?
—
İnsanın hayatı boyunca en sık temas ettiği kokulu izi ile hoşnutluk vericidir. Bizi günlük kirlerimizden arındıran bu madde, bazı kullanıcıları için temizlik malzemesi olmaktan öteye giden özel bir değer taşıyor. Bu kişilerin arasında ben de varım. Temizlenmek güzel bir kokunun eşliğinde öyle sürükleyici oluyor ki, bu eylemin keyfini sürdürebilmek için özel sabunlar bulmaya çalışıyorum. Bu bir çeşit terapi…
Uzun zamandır insanın kullandığı bir madde sabun. Malum insanoğlu olarak varlık sürecimiz eski ve bizimle beraber hayatımızda rol alan her şeyin zaman içinde bir tarihi oluşuyor. Babil, sabun bileşiğinin bulunduğu ilk kazı alanı, Mısır, Roma derken günümüz… Bugün kullandığımız sabunun hayata katılışını görmek için Roma Dönemi’ nde Sapo Dağı’nın eteklerinde serin serin akan Tiber Nehri’nin kenarında çamaşır yıkayan kadınların yanlarına gitmemiz gerekiyor. Keşif burada… Bu kadınlar hayvanların kurban edildiği zamanlarda yıkanan çamaşırların daha temiz olduğunu fark ediyorlar. Çünkü, kurban edilen hayvanlardan arta kalan yağ ve kemiklerin yakılması sonucunda ortaya çıkan kül, yağmurla nehre taşınarak nehrin suyunda yağlı, kumlu, küllü ve köpüklü, sabun benzeri bir madde oluşturuyor. Ve doğaldır ki sabunun ismi de buradan, Sapo Dağı’ndan geliyor. Latin dilinde ” sapore ” temizlenmek, yıkamak, ” sapone ” sabun anlamına geliyor. İşin sırrı kül ve yağ… Bu kelimeler orijinal hallerinde pisliği çağrıştırıyor aslında ama öz farklı bir işlevi sürdürüyor. Kimya bilimcileri sabunu yağ asitlerinin sodyum ya da potasyum tuzlarıyla yaptığı bileşikler olarak tanımlıyorlar.
Peki, sabun teknik olarak bizim temizlenmek dediğimiz işi nasıl gerçekleştiriyor?
Bileşenleri hem su hem de yağ ile karışarak temas ettiği yüzeyin üzerindeki kir dediğimiz yağlı içeriği çözüp sulu ortam içinde çökeltiyor ve böylelikle kirle irtibat kesiliyor. Sabun hakkında doğru bilinen bir yanlışı da hemen belirtelim, mikropları öldürmüyor, onları kovalıyor. Tutundukları zemin yok olunca bizden uzaklaşıyorlar. Günümüz teknolojisi ile üretilerek dezenfektan görevi ile mikropları öldüren türevleri var, bu özel sabunlar hariç genelinin temizlik hizmeti arındırmak. Bundan sonraki kelimeleri sabunun nasıl yapıldığını incelemek için kullanalım. Kendinize yeni bir hobi yaratmak istiyorsanız bu keyif verici olabilir diye düşünüyorum. Zira zor bir şey değil. Ama dikkat isteyen bir uğraş. İnternette dolaşarak edinebileceğiniz tariflerin arasında, evlerimizde lavabo açıcı madde olarak kullandığımız kostik yani sodyum hidroksit içerenleri de bulacaksınız. Bu madde patlayıcıdır ve amatör bir sabun imalatçısının tercih edebileceği bir malzeme değildir. Bu katkı hassas oran ve ısı konusunda bilgi istiyor ve bu sebeple kimyacıların kullanacakları cinsten. Sabun yapmak için bitkisel veya hayvansal yağ, biraz temiz odun külü, temiz su ve biraz tuz kullanıyoruz. Ticari olarak üretilen sabunların büyük kısmında hayvansal yağlar kullanılmakta, çünkü hayvansal yağlardan yapılan sabunlar diğerlerine kıyasla daha çok köpürüyor ve daha çok yumuşatıyor. Ancak, cilt sağlığı için bitkisel yağlar daha faydalı. Bu iki seçeneği değerlendirmek size kalmış. Hatırlatayım, bizim yapacağımız sabun doğal olacağından biz içine az önce üst satırlarda değindiğim kostik isimli maddeden katmayacağız. Doğal sabunumuz için önce iyi kalite kül elde etmemiz gerekiyor. Bu iş için çoğunlukla tercih edilen meşe odununun külüdür. Sabunun kalitesini yükseltmek ve daha açık renkli olmasını sağlamak için ise kayın ya da elma ağacı külünü tercih edebilirsiniz. Ve kullanacağınız yağ da zeytinyağı olacak.
Ölçü konusuna da açıklık getirelim, bir ölçü küllü su, üç ölçü yağ. Yani bir fincan küllü su, üç fincan yağ. Kullanacağınız kabın büyüklüğü değişebilir, oranı bu şekilde ayarlayacaksınız. Külü, odun ateşinde ekmek pişiren fırınlardan temin etmeniz mümkün olabilir. Ama kullandıkları odunun cinsini sorun. Suya katacağınız külün miktarını da şöyle anlayabilirsiniz. Külü suya katıp karıştırın. İçine küçük bir patates atın, eğer patates batıyorsa, bir miktar daha kül ekleyin, patates tamamen suyun üzerine çıkıyorsa karışıma biraz daha su ekleyin.
Bu karışımı hazırlayıp ısıttıktan sonra başka bir kapta 3 ölçü yağı 40 -50 dereceye kadar ısıtın. Yağın içine küllü suyu ve tuz ilave edin kısık ateşte tahta kaşıkla karıştırın. Arzu ettiğiniz güzel kokulu aromatik bir yağı çok fazla olmamak kaydıyla bu karışıma ekleyebilirsiniz. İçine kattığınız tuz sabunun sert ve dayanıklı olmasını sağlayacaktır. Yaklaşık yarım saat karıştırdıktan sonra bileşim puding kıvamına geldiğinde sabununuz kalıbına boşaltılmaya hazır olmuştur. İki gün bu kalıbın içinde tuttuğunuz sabunu bu süre sonunda kalıbından çıkarıp, kuruması için serin ve gölge bir yere alarak 1- 2 ay kadar bekletin. Biliyorsunuz sabun ne kadar iyi kurursa, kullanım ömrü o kadar uzar.
Sabunu pişirme işlemini mümkünse açık havada, eğer bu mümkün değilse bulunduğunuz ortamı havalandırarak yapın ve çelik tencere kullanın.
İyi bir sabunun imalatındaki püf noktası kullanılan malzemenin kalitesinin yanında, pişirme işlemini hiç köpük kalmayana dek karıştırarak bitirmektir. Bütün bu işlemler tamamlanıp sabununuz kuruduktan sonra onu elinize alıp koklamak sanırım oldukça keyifli olacaktır.