Stres Olgunlaştırır Kronik Stresse Ezer
Stres, her ne kadar kaçınılması gereken bir durum gibi gözükse de çoğu zaman büyümeyi-olgunlaşmayı destekler. Ancak kronik stres zararlıdır ve kişiyi ezebilir.
Dr. Mert Sinan Bingöl
Psikiyatri Uzmanı
Stres, her ne kadar kaçınılması gereken bir durum gibi gözükse de çoğu zaman büyümeyi-olgunlaşmayı destekler. Uzmanlar ruh sağlığının en az beden kadar hatta daha önemli olduğuna dikkat çekiyor.
Beden sağlığı için nasıl ki sorumluluk alarak diyet, egzersiz, estetik operasyon ve spor yapılması gerekiyorsa, ruhsal sağlığı için de sorumluluk almak gerekir. Yoksa kişi hayatın getirdiği yük ve götürdüklerini hazmedemediği için altında ezilir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yapılan tanıma göre ruh sağlığı; kişinin potansiyellerinin farkında olduğu, yaşamındaki stres faktörlerini yönetebildiği, üretken olduğu-verimlilik içerisinde yaşamını sürdürerek topluma ve kendisine katkı sağlayabildiği ‘iyi olma’ halidir.
Ruh sağlığı için sorumluluk alınmalı
Ruhsal ‘iyilik’ halinin fiziksel sağlığı ve bedeni doğrudan etkilediği gözden kaçmamalıdır. Ruh sağlığı en az beden kadar hatta daha önemlidir. Bu bağlamda, beden sağlığı için nasıl ki sorumluluk alarak diyet, egzersiz, estetik operasyon ve spor yapılıyorsa, ruhsal sağlığı için de sorumluluk almak gerekir. Yoksa kişi hayatın getirdiği yük ve götürdüklerini hazmedemez, altında ezilir.
Olumlu düşünmek iyi hissetmeyi sağlar
Yapılan çalışmalarla olumlu düşünmenin, sadece ruhsal yönden rahatlama sağlamadığı, aynı zamanda vücut hücrelerinin de işleyişini düzenlediği, iyi hissetmeyi sağlayacak hormon ve moleküllerin sentezini arttırdığı gösterildi. Son dönemdeki bilimsel verilerle, pozitif düşünmenin, genleri yeniden düzenlenmesinde son derece olumlu katkılarının olduğu görüldü.
Kaygılı ve telaşlı olma ebeveynden öğrenilir
Fiziksel saldırı altındayken her insan kaygılanarak stres yaşayabilir. Hayatın riskli doğası ve belirsizlikleri kabul edemeyen çoğu kişi (riskleri sıfırlama çabası ve aşırı kontrol), ‘katı’ tutumlar nedeniyle değişim, dönüşüme kapalı yaşayarak kendini güncellemeyi ihmal eder. Çözüm odaklı davranmak yerine ruminatif (Olumsuz anıları daha sık zihne getirme) ve tekrarlayıcı şekilde soruna takılı kaldığı için, belki de ebeveynler küçük yaşlardan itibaren en kötü olasılığı düşünme öncelikle korunma, güvenlik, önlem almaya motive ettiği için, bu derece kaygılı-telaşlı olma öğrenilmiş olabilir.
Stres olgunlaştırır, kronik stres zarar verir
Stres, acı, ağrı, kaygı, korku gibi durumlar insanlar için yaşamsal önemi olan, son derece gerekli mekanizmalardır. Stres, her ne kadar kaçınılması gereken bir durum gibi gözükse de çoğu zaman büyümeyi-olgunlaşmayı destekler. Kişisel gelişim ve değişimin önünü açar. Bu nedenle asıl problem, stresin varlığı değil, stres faktörünün zihni saat, gün, haftalarca meşgul etmesi, yani kronikleşmesidir. Her şeyin dozunda-dengeli olması önemlidir.
Stres anında vücudun kendisini olası savaşa hazırladığını da anlatır. Bu durum sadece gerçek fiziksel saldırı altındayken değil, aynı zamanda ilişkisel sorun, maddi kaygı, eleştiri veya nefret söylemleri gibi süreğen şekilde kafaya takılan herhangi bir zihinsel mesele yüzünden de tetiklenebilir.
Esnasında kalpte çarpıntı, şeker seviyesinde yükselme, göz bebeklerinde büyüme, sırt, boyun-başta ağrı, boşaltım ihtiyacında artma ve vücut kanı kol-bacaklara daha fazla gönderebilmek için tansiyonu yükseltir ayrıca bulantı-kusma olur.
Sen dans edersen, hücrelerin de dans eder!
Unutulmaması gerekir ki; zihin-beden karşılıklı etkileşim halindedir. Zihin bir şeyden haz alırken beden de haz alır. Zihin korkarken beden de korkar. Zihin kaygılıysa, beden de kaygılıdır. Sen dans edersen, hücrelerin de dans eder. Bu nedenle, yaşanan olaylar hakkındaki düşünce, hangi sonuçlara ulaştığı, yaşananları yorumlama ve seçilen tepki çok önemlidir.
Her partnerinden ayrılan veya işinden çıkarılan kişi aynı düzeyde stres yaşamaz. Psikolojik sorunlar çoğunlukla yaşananları doğru anlamlandıramamaktan, değişime direnç göstermekten veya sorunların varlığını kabullenememekten kaynaklanır. Belirsizlik, acı, risk, hastalık, ölüm gerçeği ve hayatın özü itibariyle ‘sorunlar’ yumağı olduğu belli bir ölçüde fark edilip, anlayıp, kabul edildiğinde gerçek hayatla uyumlanmış olunur, ruhsal iyileşme başlar.
Ruh sağlığını korumak için ne yapılabilir?
– Değerlerin farkında olun ve değer odaklı yaşayın,
– Yaptıkların ve yapacaklarının bir anlamı olsun,
– Sonuç değil süreç odaklı olun,
-Hayatla ilgili kararlar alırken olabildiğince esnek, farklı koşullara da uyumlanma, adapte olma özelliğini geliştirin,
-Diğer insanlarla iyi ilişkiler kurmayı hedefleyin,
-Başkaları için çabalarken kendi kişisel gelişimi ihmal etmeyin,
-Özgüven ve değeri dışsal faktörlere bağlamayın,
-Geçmişi unutmaya çalışmak yerine onu anlamlandırmaya çalışın,
-Sorun odaklı olmak yerine çözüm odaklı olun,
-Sorunlar için tek bir ‘katı’ bakış açısı benimsemek yerine bol alternatifli çözümler üretin,
-Hayattaki biricikliği unutmadan, başkalarıyla değil sadece dünkü kendinizle kıyaslayın,
-Empati geliştirerek başkalarının hissettiği duyguları anlamaya çalışın ve asla küçümsemeyin,
-Gerektiğinde gurur yapmadan yardım isteyin,
-Size yaşatılanları unutmayın ama affetmeyi deneyin,
-Uyku-beslenme alışkanlıklarına dikkat edin,
-Yaşam havuzu farklı musluklarla besleyecek şekilde zenginleştirin.